Bir zamanlar bir aile yaşardı. İyi bir şekilde… Ta ki Dünya adında bir erkek çocuğu doğana kadar.Bu çocuk doğduktan birkaç saniye sonra annesini kaybetmişti…Bu böyle biliniyordu.Yalnızca dünyada tek soyad olan Element soyadını taşıyan beş çocuk bulunmuştu.Daha doğrusu beş bebek bulunmuştu. Bunların biri havayı diğeri ateşi diğeri suyu diğeri toprağı ve diğeri ise elektriği kontrol edebiliyor ve içine girip yönetebiliyordu.Dünya ise bunların hepsini…Bunu sizce kim yazdı ? Ben yazdım.Ben kim miyim? Ben Dünya’yım. Bu benim hikayem.(Ve Hikaye Başlar )
Dünya 5 yaşındaydı. 4 yaşında iken 5 kardeşi olmuştu ama annesinin izine rastlanamamıştı… Dünya şimdi 20 yaşında ve özelliklerinin farkında değil fakat kardeşleri 15 yaşlarında ve hepsi özellikleriyle her gün Türkiye’yi birbirine katıyorlar. Yanlış anlamayın Türkiye dedim.Türkiye… İmkansız diyebilirsiniz ki zaten imkansız.(Konuya Dönelim)Dünya daha kardeşlerinin ismini bile biliyor değildi.Her akşam telaş içinde uyuyor ve her sabah acaba özel gücü olup olmadığını merak ederek uyanıyordu.Babası Özgür Bey oğlunu hep unutturtmaya çalışıyordu.Yine bir okul dönüşü Dünya çok sinirliydi rahatlamak için hemen banyoya girdi. Çünkü okulda ölen annesi hakkında dalga geçmişlerdi.Dünya o an suyun içine girip atomlarını kontrol etme duygusu içine kapıldı. Ve o anda elini göremez oldu sanki su musluk gibi eline geliyor ve tekrar elinden akıyordu.Dünya çok şaşırmıştı.O anda özel olduğunu anladı ve oynadığı elementler oyunlarından suyun ateşten kuvvetli olduğunu ve elektriğe karşı bir çaresi olmadığının farkındaydı. Ve elektriğe gözükmeden ateşi bulmalıydı. Kardeşine Ateş adını vermişti çünkü herkes gibi o da ismini bilmiyordu.Onu aramak için yürüyemezdi denizden dolaşmalıydı ve banyodan çıkarak babasına toplantısı olduğunu söyleyerek evden çıktı. Ve ateşi ormanları yakarken görmüştü. Hemen yerdeki bir pet şişeyi alıp içine girdi. Ateş adam yanına geldiği anda suyu ile ateşini söndürdü. Alev adamın işini bitirmişti ama orman alevlerle doluydu. İtfaiye ise fayda etmezdi. Kendini alevlerin içine attığında aleve döndüğünü ve zarar görmek yerine güçlendiğini anladı. Ateşi içine alıp hapsettiği an ateşler sönmüştü. O anda kameralar gözünde belirdi ne olduğunu anlamadan oradan uzaklaştı. Eve gittiğinde babası ona sarıldı.
Oğluna dikkatli olmasını söyledi. Babası da Dünya da farkındaydı işin ciddiyetinin…Bu akşam Dünya’ya uyku yoktu.
Sabahleyin babası evden çıkamayacağını söyledi. Neden diye sordu?Neden? Babası dışarıda paparazilerin olduğunu söyledi. O anda Dünya musluktaki suyun içine girip çıkmayı düşündü. Hemen musluğa koştu. Birde ne görsün! Sular yoktu…
Hemen içerideki havanın içindeki atomlara saklandı. Ama havayı babası solumamalıydı çünkü eğer solursa Dünya babasının burnunda hapis kalacaktı.
Hemen camın dışarısına çıktı. Daha yeni yeni öğrenmeye başladığı için gücünü kontrol edemedi ve havanın içinden çıkıp normal insan haline döndü. O anda bütün paparaziler Dünya’yı fark ettiler. Dünya o anda ayağından alev çıktığını fark etti. Bu Dünya’nın uçmayı öğrenmesi için bir işaret olmalıydı. Bütün gücünü aleve verdiği an yükseldiğini fark etti ve oradan uzaklaştı gücünün bittiğini anladığı anda kendini yere attı. Allah’tan arka sokaklardan birindeydi. Bir tek onu bir sokak adamı gördü oda içmişti zaten. Hatırlamaz diyerek uzaklaştı Dünya oradan koşarak…
O anda bir de ne görsün elektrik kardeşi önündeydi. O anda alev ve suyun yanında hava gücü olduğuna göre toprak gücüde vardı. Ve o an elementler oyununun sonlarında toprağın elektriği yere iletip orada hapsettiğini hatırladı. Hemen vücudunu toprak yapıp yere sımsıkıca bastı. Elektrik geldiği gibi yerin içine gidiyor ve hapis oluyordu. Elektrik kardeşinin gücünün bittiğini anladı. O anda suya dönüşüp üstüne su attı.
Elektriğin ıslandığını gördü hemen bir elektrik direğine dokunup oradaki elektriği elektrik gücüne kattı ve olanca gücüyle elektrik fırlattı kardeşine. Ne mi oldu? Tabi ki de işini bitirmişti… Geriye sadece hava,su ve toprak kardeşlerini bulmak gerekiyordu. Şimdilik bir tek ateş ve elektrik kardeşlerini yakalatabilmişti. Önce okula gidip ders öğrenmeliydi ama dünkü olaydan sonra okulda derste parmak kaldırıp yanıt veresi bile yoktu ki zaten veremezdi bu aralar kafası başka yerlerdeydi. Özel kardeşlerini yakalamaktaydı mesela.
Ders bitince hemen eve gitti. Tabi ki de yürüyerek gitmesi imkansızdı. Evde hava kardeşinin babasını esir aldığını gördü. Babasını kurtarmak için tam su atacakken hava kardeşi havaya karıştı ve su babasının üstüne gitti. Babasının bir sırrı vardı(bu sırrı özel olduğu idi). Evet parantez içi yazılanlar doğru. Dünya soramazdı çünkü havayla ilgilenmeliydi. İlk gördüğü elektronik alet olan televizyona dokunarak elektriği emdi ve odanın içindeki kısımlara dağıttı. Hava elektriği tam iletemediği için kardeşi zarar görmüştü ve havanın atomlarının içinden çıkmalıydı çünkü gücü bitmişti. Eğer çıkmazsa sonsuza dek yok olacaktı. Ve dışarı çıktığı an gücü bitti ve yakalandı. Giderken şu sözü söyledi:
- Şimdi bıraktım çünkü hapiste güçlenmek için bolca zamanım olacak.
Dünya ise konuşmayı şu sözle bitirdi:
- Benimde…(tabi ki de hapiste değil)
Su ve toprak kardeşlerini yenince olay bitecek sanıyordu Dünya…
Zaman neler gösterir belli mi olur?Dünya’nın bir sürü Ödevi bir de önceden yapmadıkları ve tekrarı vardı. Ama önemli olan dünyayı kurtarmaktı Dünya için. Evleri tehlike içindeydi hemen Milli Savunma Başkanlığı’na haber verdiler. Tabi bu dünyanın olayıydı İngilizler,Bulgarlar,Amerikanlar olmazsa olmazdı(Çok abartmayalım)
Hemen Milli Savunma devreye girdi Bazı insanlar da Dünya’dan nefret etmiyor deyildi.(Ertesi gün) Dünya okuldan dönüyordu. Bir de ne görsün bir toprak parçası üstüne geliyor hemen ayağından alev çıkartıp üstüne şıçradığı gibi toprak parçasına üstten hava hortumu göndermez mi? Kim görse bir alkış kim görse bir alkış. Bir kaya parçası daha geldi etrafında insanlara zarar vermesi ihtimalinden hemen iki yanını havayla korudu. O anda toprak parçasına karşı çağresizdi ki birden bire gözleri kamaştıran bir ışık çıktı ve söndüğünde toprak parçası havada duruyordu. Birden yere düştü herkes bunu Dünya’nın yaptığını sanmıştı ama Dünya yapmadığı için kimin yaptığını merak etmişti. O anda toprak kardeşi beliriverdi. Ellerinden bir çok kaya parçası çıkartıp Dünya’ya attı. Dünya bir çok su topu yapıp kayalara fırlattı. Kayalar parçaya ayrılırken toprak kardeşi toprağın altına girdi. Dünya yerde kalırsa büyük tehlikeydi onun için ama durmayı tercih etti çünkü nedeni vardı. Toprak kardeşi bir ağacın içine girip koskocaman dallarıyla Dünya’yı tuttu o anda Dünya koskocaman bir alev topuna döndü, ağacın bütün dalları yandığı için kardeşi güç kaybediyordu. O anda bir su tabakası dalın yanan ağaçlarını söndürdü bu Dünya’nın su kardeşi olmalıydı. Aklına bir fikir gelmişti Dünya’nın. Ağacın elektriği geçirmeyeceğini hatırladı ancak yaşken tümüyle bir geçirgen oluyordu ağaç. O anda üstüne bir elektrik akımı atmaz mı hem de nasıl! O anda toprak kardeşi pes etti. Şimdi ise sırada su kardeşi vardı, bir taşla iki kuş! Kardeşinin güçlü olması için hep ıslak kalması gerekliydi. Bir elektrik akımı işini tamamen bitirecekti. Ancak kardeşi Dünya’nın insanlara zarar veremeyeceğini bildiği için etrafı su içinde bırakmıştı tabi ki de insanları da! Dünya o anda havanın atomlarını kontrol etme gücüyle sıcak hava dalgası yarattı bütün ıslaklıklar gitmişti. O anda su kardeşi ne yapacağını bilemedi Dünya bir elektrik fiskesi atarak su kardeşini yere yığdı. Artık Türkiye rahat bir nefes almıştı. Ancak Dünya’nın annesine ulaşılamadı…
2. Bölüm
İşte yeni bir macera başlıyor. Dünya okulu bitirmişti hem de hepsi beş. Bence siz siz olun ve birinci dönem karnesini sormayın çünkü kardeşleriyle bayağı bir uğraştı. (4+1=5)
Dünya’nın annesi nihayet ölü bulunmuştu(Nihayet diyorum çünkü çok sıktı) Bilin bakalım kiminle? Tabi ki de bir çocuğu ile… Dünya onunda özel olduğunu anladı ve bilim adamlarının ellerine teslim etti. Bir çocuğun bir yılda gösterdiği büyümeyi 1 ayda gerçekleştiriyordu. 1 yıl sonra 12 yaşından daha büyük olmuştu. Hemen Dünya’yı çağırdılar. Dünya olanları kardeşine anlattı. Kardeşi çabucak büyümesinin bir özelliği olduğu fark etti bir tek bu özellik ne işe yarardı ki? Ancak onun bir gücü daha vardı. Deli kuvveti! Dünya bir deneme için ayaklarına küçük elektrik dalgaları yolladı. Kardeşinin sinirlendiğini ve kaslarının büyüdüğünü (Hulk’a benzediğini) anladı. Dünya yana kaçtı. Kardeşi özür diledi. Daha kontrol edemiyordu.(tam olarak) o anda bağırmayla karışık bir ses:
- Hırsız var! Hırsız var!
Dünya anında ateşe büründü ve tam çıkacakken kardeşi Hızlı bir sesle:
- Bana bırak!
‘’Pekala’’ dedi Dünya. Kardeşi büyüyerek dışarı çıktığı anda vuruldu. Öyle güçlüydü ki mermi içinden geçemedi. O anda bir zıplamayla tavanın üstüne çıktığı gibi hırsızın üstüne indi. Polisler almaya geldiğinde her yerinin kırıldığını fark ettiler. Bu yüzden kardeşinin diğer kardeşleri gibi hapse gitmeliydi çünkü adam öldürerek suç işlemişti. Hırsını kontrol edemiyordu. Dünya olayın farkına varıp hemen havanın içine girdi. Ve havayı sakinleştirdi. Ama kardeşi Tuna hala sinirliydi ve çok büyüyordu polisler kurşun atmalarıyla daha da sinirlenen Tuna Polislere vurarak hastanenin diğer uçlarına fırlattı. O anda Dünya sakin olmasını söyledi ama fayda etmediğini fark edince üstüne elektrik dalgası fırlattı vücudunun ortasında açılan delik yenilenerek düzeldi. Dünya ateş adama döndü. Çünkü tehlikenin farkındaydı. Tuna vurduğu gibi kolu gitti ama her yerini ateş atomuna dönüştürdüğü için ateşin bir kısmı sönmüş gibi yeniden çıktı ve Tuna’nın kafasının ortasına alev yumruğunu geçiriverdi. Ve suya dönüşerek üstüne soğuk su dalgası sonrada ağzıyla soğuk hava dalgası gönderdi sıcaklıktan soğukluğa dönen Tuna vücudunu kontrol edemez hale geldi gücünü kaybettiği için 12 yaşında ki haline değil de 12 aylık haline döndü. Şimdilik her şey yoluna girmişti. Ertesi güne kadar gücünü toparlayan Tuna 25 yaşlık haline çıktı ve artık kocamandı. Hastanenin İki katlık uzunluğundaydı ve dört hastanın kaldığı oda kadar yer kaplıyordu. Hastanede duramazdı. Dışarı çıktığında polisler Tuna’yı mermi yağmuruna tuttular. Polislere yaklaşan Tuna silahlarını alarak parmaklarıyla kırdıktan sonra polislerin bacaklarına fiske vurdu. Fiske öyle kuvvetliydi ki polislere havada üç takla attıracak kadar güçlüydü. Polisler bayılmışken kaçan Tuna Dünya’nın babası ile karşı karşıya geldi (yani kendi babasıyla). Babası tanımaması için hemen arkasını döndü kimsenin bakmadığı bir anda gözleri kamaştıran ışık yine belirdi. Tuna daha gözünü açamadan bir darbe ile kendini hastanenin ikici katında buldu. Hastane alt üst olmuştu pencere kenarları çökmüştü. Işık söndüğünde Özgür Bey ortalarda yoktu. Yanan ışık Dünya’nın gördüğüyle aynıydı. Akşam haberlerde gören Dünya babasına bir açıklama beklediğini söyledi. Babası zamanı gelecek diyerek yatmasını ertesi gün cumartesi olduğunu ve çok işleri olduğunu söyledi…
Ertesi gündü. Babası Dünya’yı uyandırdı. Ve o gördüğü ışığın yüksek elektriğin yalnız kendisine getirdiği bir kuvvet olduğunu söyledi. Dünya babasına şaşkınca baktı. Babası bakmayı kes de çalışamaya başla dedi ve anında yüksek bir ışık çıkarttı. Dünya hemen ateşle durdurmaya çalışırken babası bir darbe ile Dünya’yı havaya attı. Bu bir savaştı ve yakınlık önemsizdi. Dünya bunu bildiği için havanın içine girdi ve bir fırtına oluşturdu. Özgür Bey ‘’İşte bu ‘’ diyerek Havaya bir elektrik dalgası fırlattı. Dalga öyle güçlüydü ki hava her yere iletti. Dünya hemen havanın içinden çıkarak su hortumu ile babasının üstüne gitti Babası elektrik direğinin içine girip elektrik gücünü çoğaltarak elektrik hortumu oluşturdu ve Dünya’ya yöneldi su hortumu ile elektrik hortumu çarpışarak yüksek derecede elektrik oluşturduğu için bu çok tehlikeliydi. Dünya gücünün doruğundaydı. Hortumun içinden çıkarak toprağın içine girdi ve elektrik hortumunu içine çekti ve dışarı püskürttü. Özgür Bey Havadaki elektriğin içine girdi Dünya böyle bir şeyin olabileceğine inanamadı. Özgür Bey usta olduğu için havanın içinden çıkıp Dünya’ya elektrik topları fırlattı. Dünya gövdesini toprağa dönüştürerek elektriği emdi ve Özgür beye kocaman bir su topu fırlattı. Zarar gören Özgür Bey hemen su topunun üstünden sıçrayıp bir elektrik topu yaptı ve içine girip Dünya’ya yöneldi. Dünya babasını hafife almıştı. Anında bir hava topu yapıp içine girdi ve babasına yöneldi sanki iki top havada çarpışıyordu. Çarpıştılar çarpıştılar. İkisinin de gücü azalmıştı ama Dünya’nın gücü daha çoktu çünkü Dünya seçilmişti. Özgür bey normal haline döndüğü an Dünya soğuk bir nefes üfledi. Nefesi öyle kuvvetliydi ki Özgür Bey yere düştü. Dünya hemen savaş havasından çıkarak babasının yanına koştu. Babası alçak bir sesle
- Aferin evlat. Dedi.
3. Bölüm
Dünya hemen uykudan uyandı. Ve ellerinde bir hava dalgası hissediyordu. Hemen babasını uyandırdı. Babası olanları duyunca hemen hava kardeşinin kaldığı hapishaneye gitmeliyiz diyerek üstünü giydi oğlu ile birlikte prizin içine girdiler. Hapishanenin prizinden çıktıklarında bütün herkes korkuyla silahlarını çıkartıp gözü kapalı ateş ettiler Dünya babasının elinden tutarak bir hava topunun içine girdiler. Mermileri bittiklerinde ise Dünya olduğunu fark ettiler. Hemen silahlarını kaldırdılar. Dünya ve babası hava kardeşini görmeye gittiler. Hava yerinde yoktu. Hemen yetkilileri çağırdılar. Babası bir kainat daha gerçekleşiyor dedi ve konuşmanın artık zamanı geldi diyerek bitirdi. Ortamın havası soğumuştu. Hemen Dünya hava kardeşini yakalattığında hava kardeşinin hapishanede güçlenmek için vakti olduğunu söylediğini hatırladı. Babası hemen Dünya’ya havanın içine girip bütün etrafı kontrol etmesi gerektiğini söyledi. Dünya tam havanın içine girecekken boğazında bir acı hissetti. Bu hava kardeşiydi. Dünya’nın babası havaya elektrik dalgası yaydı. Hava kardeşi bir anda havanın içinden çıkarak elindeki hava gücüyle beraber bir Osmanlı tokadı ile Özgür Bey’i yere serdi. Dünya’ya çift tekme atarak tekrar havanın içine girdi. Dünya hava kardeşini yakalamak için bir fırtına yaratabilirdi ama bu hapishaneyi ve içindeki insanları tehlikeye sokabilirdi. Hemen havanın içine girerek dışarı çıktı. Hava kardeşinin onu izleyeceğini biliyordu. Dünya babasının Dünya’ya gösterdiği gibi elektriği sıkarak yüksek ışık çıkardı hava kardeşi hiçbir şey göremiyordu. Boş bir anında Dünya havanın içine girerek hava kardeşini yakaladı. Dünya’nın arkasında bir fırtına esti. Hava kardeşinin çıkardığı fırtına öyle kuvvetliydi ki Dünya’yı aldı götürdü. Hava kardeşi diğer kardeşlerini bulmak için havayı ellerine alarak ellerini arkaya atma hızıyla bir güç oluştu ve muhteşem bir hız kazanmıştı. Özgür Bey havaya elektrik dalgası yaydı ve o dalganın içine girerek hava kardeşini takip etti. Kendisine gelen Dünya çok kızmıştı. Her tarafını aleve bürüdü. O anda Özgür Bey hava kardeşini takip etmekteydi yalnız havada ki elektrik gücü bitmek üzereydi. Özgür Bey elektriği kontrol edemez hale gelince yere düşmeye başladı. Babasına zarar geldiğini anlayan Dünya Uçarak gözle görülemeyen bir hıza ulaştı. Hemen havanın içine girerek babasını havada tuttu. Ve yere bıraktı. Hemen Dünya ateşe bürünerek her yere alev topu fırlatmaya başladı. Hava kardeşi o kadar güçlenmişti ki. Alevleri bir üflemeyle söndürüyordu ama Dünya’nın amacı kardeşinin nefesini azaltmaktı. Sinirlenen kardeşi fırtına ile bütün alev toplarını geri püskürttü. Dünya yerin içine girdi ve bir sürü toprak parçası fırlatarak kardeşine zarar verdi. Kardeşinin gücü ve nefesi azaldığı için yavaşlamaya başlamıştı. Artık toprak parçalarından kaçamıyordu. Dünya kocaman bir toprak parçası yapıp kardeşine fırlattı. Kardeşi havada duramadığı için düşüyordu… Eğer Dünya onu tutup kurtarmazsa sonsuza dek kurtulacaktı. Ama o kardeşiydi. Onu bırakamazdı. Hemen küçük bir hava fırtınası yaparak onu tuttu ve gücünü azaltarak yere indirdi. Ama kardeşi ona oyun oynuyordu anında yerinden havaya fırlayıp Dünya’ya çiftli tekme atarken Dünya geri kaçarak bacağından tuttu ve havaya fırlattı havayı ellerinde toparlayarak kardeşine fırlattı. Kardeşi düzeldiği gibi hemen toprağın üstüne basarak zıpladı ve bir ele çırpma hareketiyle hava gücünü ağzında toplayıp Dünya’ya üfledi. Dünya ayaklarından bir fırtına çıkartarak kafasının üstüne koruma yaptı kafasıyla çarpan hava kardeşi Dünya’ya da çok zor anlar yaşatıyordu sinirlenen Dünya yukarı zıplayarak kardeşini püskürttü tam vuracakken babası Özgür Bey bir elektrik dalgası ile onu fırlattı. Fırlattığı elektrik dalgası o kadar güçlüydü ki havaya gitmişti. O anda şimşekler çakmaya başlamıştı. Özgür Bey’in çok kızdığı belliydi Dünya’nın büyük babası, babasına elektrik gücünün özel olduğunu ve boyutunun tabanı veya tavanı olmadığı hakkında bir hikaye anlatmıştı. Dünya’nın büyükbabası Özgür Bey’e bu güce ulaşan elektrik kontrolcüsünün her tarafını elektriğe kaplama,bütün elektrik bağlantıları ile telepati ve şimşek gücü kazanabileceğini söylemişti. Hava kardeşi savaşamayacağını anlayınca havanın içine girip oradan uzaklaştı. Babası Dünya’ya eve gittiğinde babasının ona anlattığı hikayeleri bir bir anlattı. Ertesi gün babası Dünya’ya elektrik gücünü kontrol etme ile ilgili hareketler gösterdi. Dünya’nın da elektrik kontrol gücünün doruğa erişmesi için çok çalışmalıydı. Önce elektriği sıkarak göz kamaştırıcı ışık çıkarmayı öğrenmeliydi. Yalnız göründüğü gibi kolay değildi. Elleri çok acıyordu. Yarım saat sonunda başarmıştı. Elektrik gücünü elinde sıkarak ışın topu haline getirip daha sonra havayı fırlatıp bir göz gibi her yeri görüp ışını belli bir yere veya düşmana yeterli kuvvette yollayabilmeyi öğrenmeye gelmişti sıra… Bunu yalnızca Dünya’nın nesil soy ağacındaki Dünya’nın gücüne sahip olan büyük büyükbabaları yapabilmişti Dünya uğraşıyordu uğraşıyordu ama bir türlü havada dengede tutamıyordu gözleri de tam göremediği için konsantre olamıyordu. Babası ona elektrik topunu havada gibi düşün ve gözünü kapa diyerek motive etti. Babası bunu ona sadece moral olsun diye söylemişti. Olacağından değil. Ama bir de ne görsün? Muhteşem bir güçle elektrik topu havaya yükseliyordu. Dünya sallanmaya başladı ve Dünya’nın gücünde dengesizlik meydana geldiğini anlayan babası elektrik gücünü emdi. Dünya bayılarak yere düştü uyandığında babası ne gördüğünü sordu. Dünya gözünü kapadığında her yeri ve düşündüğü her kişinin nerede olduğunu gördüğünü söyledi. Babası başardın diye bağırdı ve konuşmasını eğer bunu hissettiysen sen artık gerçek bir nesil kuşağısın diyerek bitirdi. Dünya’yı daha neler bekliyordu neler…
Dünya heyecanla uçmaya başladı. Sevinçten havalara uçuyordu.(mecaz anlamda değil) Kendisine topraktan bir ev yapma isteği uyandı. Önce boş bir alan buldu. Sonra yakın yerlerden toprak parçaları alıp gözünü kapadı hayalindeki evi düşündü. Gözünü açtığında hayalindeki ev oluvermişti. Birden bire hava kara bulutlarla kaplandı. Dünya babasının geldiğini anlamıştı. Babasına ortaya çıkabilirsin dediği anda bir şimşek çaktı ve Özgür Bey çıkıverdi işte benim oğlum bu evinde harika, hayal gücünü kullanmayı öğrenmişsin dedi. Dünya alevden kendi resmini yapmayı hayal etti ve gözünü açtığında olmuştu. Tek kelimeyle muhteşemdi. Ama uzun süre o halde tutamamış ve alev havanın içinde kaybolmuştu. Babası Dünya’ya daha çalışman gerek yanıtını verdi. Dünya babasına soru işareti şeklinde baktığında babası sabırlı olması gerektiğini söyledi. Dünya denizde neler olup bittiğini anlamak için denizin içine girdi ve gözlerini kapattı. Denizde batık bir geminin yanında çırpınan insanları gördü hemen gözünü açarak elleri ile dalga yaptı ve dalganın üstüne çıkarak gözden kayboldu. Batık geminin yanına geldiğinde gözünü kapadı ve yaptığı toprak evi denizin üstünde hayal etti. Beynini çok zorluyordu. Başı dönmeye başladı Dünya şöyle bir silkinerek gücünü topladı ve gözünü açtığında toprak evi gördü. Hemen havayı kontrol ederek insanları toprak evin içine koymuştu. Birden bire toprak ev çökmeye başladı hemen ellerini toprak eve yoğunlaştırarak havada tutmaya çalıştı sallanıyordu gözünü kapayarak insanlara yardım ettiğini bu zavallı insanları kurtarmak için gücünü toplaması gerektiğini düşündü ve gözünü açtığında çok güçlendiğini hissetti evi tek parmağı ile kaldırdıktan sonra en yakın karaya bıraktı ve bir yardım teknesi çağırarak insanları almalarını söyledi. O anda gücü çok hızlı bir biçimde azaldı. Bayılmıştı. Uyandığında hastanedeydi. Babası Dünya’ya aferin oğlum gücünü iyi şeyler için harcıyorsun dedi. Babası Dünya’ya güç arttırıcı taşlar olduğundan bahsetti buz taşının kutuplarda alev taşının volkanlarda su taşının ise Atlas Okyanusu’nda olduğunu söyledi. Dünya elektrik taşının nerede olduğunu sordu. Özgür Bey elektrik taşı senin içinde cevabını verdi.
4. Bölüm
İki gün sonra düzelmişti Dünya. Fakat tekrar okula gitmesi gerekiyordu. Bu yüzden ertesi sabah okula gitmek için hazırlanmıştı. Babası Özgür Bey ona hiçbir şekilde kendisini incitmemesi gerektiğini söyledi. Ama nafile. Dünya giderken bir elektrik topu yaparak havaya fırlattı ve elinde şırınga olan bir adam gördü ve bu adam şırıngayı hava kardeşine batırarak kan aldığını gördü. Hemen eve koştu olanları babasına anlattı. Özgür Bey Dünya’ya geleceği de görebileceğini söyledi. Dünya merak içinde okulun yolunu tuttu tekrardan. . . Giderken bir elektrik topu daha yaparak havaya fırlattı ve içinden adamın sonra ne yapmak istediğini gördüğünü geçirdi ve o anda adamın şırınga ile kanın genleri ile oynadığını gördü. Hemen klonlama yapmaya çalışacağını anladı ve hemen eve koştu artık okula gidemezdi. Babası ona kızmadı çünkü bu doğru bir davranıştı. Hemen hava kardeşini bulmak için ikisi birden ellerini birleştirerek elektrik topu oluşturdular ve yerini buldular bir mağaradaydılar. Hemen oraya gittiler ve hava kardeşi baygın yatıyordu alev ve su kardeşi kalkarak saldırdılar Özgür Bey hemen ışık yaydı ve hiçbir göz göremez oldu. Dünya hepsini bayıltarak hava kardeşini aldı. Özgür Bey ve Dünya eve geldiklerinde Dünya bir daha elektrik topu atarak bu kişini kim olduğunu görmeyi geçirdi içinden. . . Bir anda en yakın okul arkadaşını gördü. Okul arkadaşı kafasını tutmuştu. Özgür Bey Dünya’yı tutarak dünyaya geri döndürdü. Dünya olanları anlattığında Özgür Bey onun aslında bir düşmanları olduğunu anladı. Dünya özelliğinin ne olduğunu sorduğunda babası ona her türlü telepati ve copyattack denen kopyacılık özelliğinin olduğunu söyledi. O anda aferin diye bir ses yükseldi ses Dünya’nın sözde en yakın arkadaşı olan Evrem olduğunu anlayan Özgür Bey işte geldi diye seslendi. Dünya hemen bir hava topu yaparak fırlattı. Evrem zıplayarak aynısını kopyalayarak Dünya’ya fırlattı. Dünya’nın işi çok zordu. Hemen bir hava hareketi ile korunarak bir elektrik topu fırlattı Evrem aynen bir hava hareketi ile korunarak bir hava topu daha oluşturarak Dünya’ya fırlattı. Dünya yorgundu ama kopyacılık yaptığı için Evrem de yorulmuştu. Dünya güçlenmek için hemen havanın içine girdi ama Evrem tam bir bükücü olmadığından havanın içine giremedi bu yüzden de Evrem artık Dünya’yı göremiyordu Dünya görünmezliğinden yararlanıp Evrem’e vurmaya başladı Evrem şaşkın halde yere serildi hemen Özgür Bey yüksek ışık çıkarttı ve Evrem hiçbir şeyi göremez oldu. Artık yorulduğu için kopyacılık yapamıyordu. Fakat Dünya bunu bilmediği için hemen oradan uzaklaştı ve gözden kayboldu. Dünya’da Özgür Bey de rahat bir nefes aldı.
BeRk CaN
Yorumlar